1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14
ELAZIĞ'IN TARİHİ


Doğu Anadolu Bölgesini batıya bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmaktadır. İl Sınırları içindeki en önemli akarsu Fırat ve kollarıdır. 86 Km2 yüzölçümü olan Hazar Gölü, İl merkezine 30 Km. mesafededir. İlimiz Keban, Karakaya, Kralkızı ve Özlüce gibi baraj gölleri ile çevrilidir. Geçmişte karasal iklimin hüküm sürdüğü Elazığ, yapılan ve yapılmakta olan barajların etkisi ile ılıman bir iklime geçiş yapmıştır. Elazığ kent merkezinin geçmişi yeni olmakla birlikte yerleşim olarak bölgenin tarihi oldukça eskidir. Bu nedenle Elazığ'ın tarihinin, devamı durumunda olduğu Harput'un tarihi ile birlikte ele alınması gerekir.

Harput ve yöresi, Anadolu'nun en eski yerleşme birimlerinden biridir. Nitekim, Fırat Irmağı'nın çizdiği büyük yay içinde, sulak ve verimli bir ova üzerinde bulunması, doğal kaya sığınakları, kara ve su hayvanlarının bolluğu nedeniyle yöre, Paleolotik (Yontma Taş Devri M.Ö. 10.000) dönemden beri, yerleşme alanıdır. Elazığ ve yöresinin yazılı tarihinin Hitit tabletlerindeki bilgilerle aydınlatıldığı görülmektedir. M.Ö. 2000'lerde yörenin İşuva adıyla anıldığı belirlenmiştir. M.Ö. 12. 7. yüzyıllar arasında yöreye merkezi Van (Tuşpa) olan Urartular hakim olmuştur.

Urartu dönemi ile ilgili olarak, Harput Kalesi başta olmak üzere, Altınova Norşuntepe'de ortaya çıkarılan Urartu yerleşmesi, Palu Kalesi, Karakoçan (Bağın) ve İzoli (Kuşsarayı)'ndaki çivi yazılı kitabeler yöredeki Urartu hakimiyetini açıkça ortaya koymuştur. Daha sonra bölgede Medler, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Arapların değişik dönemlerde egemen oldukları görülmektedir. Büyük Selçuklu hakimiyetinin Anadolu'ya kayması ile Harput'un Türk Yurdu olmasında en önemli savaşın Malazgirt Meydan Muharebesi olduğuna şüphe yoktur. 1085 yılında Çubuk Bey tarafından fethedilen Harput'ta Çubukoğulları Beyliği kurulmuştur. Türkler tarafından alınmasına kadar sadece müstahkem bir kale hüviyetinde kalan Harput, Türklerle beraber büyüyen bir şehir haline gelmiştir.

Çubukoğulları Beyliği'nin ömrü uzun sürmemiş, 1110 yılında Artuklu Belek Behram Harput ve yöresini ele geçirerek Artukoğulları dönemini başlatmıştır. Belek Gazi, Haçlı seferlerine karşı büyük mücadeleler vermiştir. Artuklu hanedanına, 1234 yılında I. Alaaddin Keykubad tarafından son verilmiş, Harput bu tarihten itibaren Türkiye Selçuklu Devleti'nin hakimiyeti altına girmiştir.

Kösedağ Savaşı'ndan sonra Harput, 1243'te İlhanlılar tarafından zaptedilmiş, 1363'te Dulkadiroğullarının, 1465'te Akkoyunluların ve nihayet Çaldıran Savaşı'ndan sonra 1516 yılında Osmanlıların eline geçmiştir. Coğrafi konumu itibariyle tarihin hemen her döneminde önemli bir yerleşim merkezi olan Harput, 1834'te doğu eyaletlerini ıslah etmek üzere görevlendirilen Reşid Mehmed Paşa, ovada yer alan Agavat Mezrası'nı merkez haline getirince, Elazığ Vilayeti'nin merkezi buraya taşınmıştır. Yeni kurulan şehir önceleri eyalet ve bilahare vilayet merkezi olmuş, bir ara Diyarbakır Vilayeti'ne bağlı bir sancak haline gelmiştir. 1875'te müstakil mutasarrıflık, 1879'da tekrar vilayet olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında Malatya ve Dersim sancakları da buraya bağlanmış, 1921'de bu iki sancak Elazığ'dan ayrılmıştır.

NÜFUS DURUMU

Yerleşim durumu itibariyle nüfus çoğunluğunun şehir ve kasabalarda yaşadığı Elazığ'ın nüfusu 2000 yılı Genel Nüfus Sayımı sonucuna göre 569.616'dır. Bu nüfusun yüzde 64 ünü oluşturan 364.274'ü şehir (Merkez ilçe ve diğer ilçe merkezleri), yüzde 36'nı oluşturan 205.342'si köylerde yaşamaktadır. Cinsiyete göre nüfus ise erkek 287.687, kadın 281.929 kişi olup, cinsiyet oranı 102.04?dür. 1990-2000 yılı Genel Nüfus Sayımı sonucuna göre sayımlar arası yıllık nüfus artış hızı İl genelinde binde 13.39?dur. Aynı dönemlere ilişkin Doğu Anadolu Bölgesinde ve Türkiye yıllık nüfus artış hızları sırasıyla binde 13.75 ve 18.28'Fdir. İl Merkezi nüfusunda binde 26.42, il ve ilçe merkezleri nüfusunda binde 28.45 artış, bucak ve köylerde ise binde -8.77 azalma olmuştur. Söz konusu sayımlar arasına göre köy bazında yıllık nüfus artış hızında Merkez ve Arıcak ilçelerinde artış, kalan diğer ilçelerde ise köy nüfuslarında azalış gözlenmektedir. 2000 yılı nüfusunda İl merkezlerinin nüfus büyüklüğüne göre sıralanışında 81 İl arasında Elazığ 21nci İl, İl nüfuslarının büyüklüğüne göre sıralanışında ise 39ncu İl'dir.

ELAZIĞ'DA ULAŞIM

Elazığ İli, Doğu Anadolu Bölgesi'nin geçiş merkezi konumundadır. Elazığ Türkiye'nin dört bir yanına ana karayollarıyla bağlı olup, ayrıca demiryolu ve havayolu ulaşımına da sahiptir. Keban Barajı'nın yapımıyla Elazığ'ın bazı ilçeleri ve komşu illere bağlı ilçeleriyle Keban Baraj Gölü'nden feribotla yapılmaktadır.



Karayolu Ulaşımı:

İlin en önemli karayolu bağlantısı; Ankara - Kayseri - Malatya üzerinden gelerek, Tunceli ve Erzurum'a giden devlet yoludur. Bu karayolunun 156 km.si Elazığ İl sınırları içindedir. Yolun Elazığ - Palu kesiminin 87. km. sindeki Kovancılar yöresinden kuzeydoğuya ayrılan bir kol; Bingöl ve Muş üzerinden Van'a kadar ulaşmaktadır.

İlin ikinci önemli devlet yolu Diyarbakır ve Mardin üzerinden Suriye sınırında Nusaybin ve Cizre, Irak sınırında Habur sınır kapılarına kadar ulaşır.

Elazığ'da karayolu ile yolcu taşımacılığı yapan 3 otobüs firmasının yanında, Elazığ'dan transit geçiş yapan çok sayıda otobüs firmasının olması günün her saati, Elazığ'dan diğer illere ve diğer illerden Elazığ'a ulaşımı son derece kolaylaştırmaktadır.

Elazığ'ın Bazı İllere Olan Uzaklıkları:
İL UZAKLIK(km) İL UZAKLIK(km)
ADANA 511 İZMİR 1320
ANKARA 770 KARS 526
ANTALYA 1064 KAYSERİ 455
BİNGÖL 144 MALATYA 101
BURSA 1150 MUĞLA 1341
DİYARBAKIR 151 SAMSUN 667
EDİRNE 1448 TRABZON 507
İÇEL 580 TUNCELİ 133
İSTANBUL 1221 VAN 478


Elazığ'ın İlçelerine Olan Uzaklıkları:
İLÇE UZAKLIK(km) İLÇE UZAKLIK(km)
AĞIN 86 KEBAN 48
ALACAKAYA 78 KOVANCILAR 66
ARICAK 112 MADEN 78
BASKİL 39 PALU 74
KARAKOÇAN 102 SİVRİCE 30




Havayolu Ulaşımı:

Kara ve demiryollarının yanında Elazığ'a hava yolu ile de ulaşmak mümkündür. Elazığ'a Türkiye'nin bütün illerinden hergün Ankara bağlantılı olarak ulaşım imkanı mevcuttur.

Elazığ hava meydanın yapımına 1938 yılında başlanmış, 1940 yılında hizmete sunulmuştur. Meydanın, 1720X32 m. ebadında, 13/31 numaralı 1 adet pisti, 120X18 m. ebadında taksirut ve 200X42 m. ebadında 1 adet uçak park apronu mevcuttur.

Yüzeyi asfalt kaplama olan pistin özel aydınlatma sistemi 1996 yılında yapılarak hizmete sunulmasıyla meydandan gece uçuşları da gerçekleştirilebilmektedir.

Meydana bağlı Harput VOR istasyonu, yurt içi ve yurt dışına sefer yapan hava araçlarına (transit uçuşlara) hizmet veren VOR / DME cihazlarıyla meydan içerisi de NDB cihazıyla donatılmıştır.

Meydanın şehirden uzaklığı 12 km olup, ulaşım otobüs ve taksi işletmeciliği ile sağlanmaktadır. Meydanda, otopark, kafeterya, VIP / CIP salonları da bulunmaktadır.

Demiryolu Ulaşımı :

Elazığ İl merkezi Malatya'dan gelerek Maden ve Ergani üzerinden Diyarbakır'a giden demiryoluna 1934 yılında bağlanmıştır. Bu hat Elazığ İli'nden geçerek Tatvan'a ulaşır. 1998 yılından beri Elazığ - Ankara arasında Mavi Tren hizmete girmiştir.

Gardan hergün karşılıklı olarak, Malatya - Gaziantep - Adana ve Mersin'e Fırat Ekspresi, haftanın 4 günü 4 Eylül Mavi Treni karşılıklı Ankara - Elazığ, Elazığ - Ankara, haftanın 3 günü posta yolcu treni, haftanın 2 günü Vangölü Ekspresi, haftanın 1 günü Şam Ekspresi, haftanın 1 günü Transasya Ekspresi seferleri yapılmaktadır.

Malatya - Sivas - Kayseri - Ankara - Eskişehir - Bilecik - İstanbul (Haydarpaşa), Kütahya - Balıkesir - Manisa - İzmir - Konya - Afyon illerine ekspres treni ile yolcu taşımacılığı gerçekleştirilmektedir.

Elazığ - Malatya arasında günlük ortalama 3 - 4 seferin yapıldığı gardan ortalama 75 - 100 adet yolcu, 450 - 500 ton yük taşımacılığı yapılmaktadır.

İl sınırları içerisindeki demiryolu uzunluğu 272 km olup, İl sınırları dahilinde Kuşsarayı, Pınarlı, Baskil, Şefkat, Yolçatı, Uluova, Kürk, Gezin, Maden, Yurt, Çağlar, Konak, Murat bağı, Palu, Beyhan ve Suveren istasyonları mevcuttur.

Su Yolu Taşımacılığı :

Keban Baraj Gölü üzerinde Elazığ - Pertek, Elazığ - Çemişgezek, Elazığ - Ağın ve Baskil - Malatya arasında ulaşım feribotlarla sağlanmaktadır.

İLİN KONUMU

Elazığ ili Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında, Yukarı Fırat Bölümünde yer almaktadır. Yüzölçümü 8.455 Km2 si kara, 826 Km2 si baraj ve doğal göl alanları olmak üzere toplam 9.281 Km2 dir. Denizden yüksekliği 1.067 metre olan Elazığ, yeryüzü şekilleri açısından topraklarını dağlık alanlar, platolar ve ovalar oluşturmaktadır. Türkiye topraklarının % 0,12'sini meydana getiren il sahası, 40º 21' ile 38º 30' doğu boylamları, 38º 17' ile 39º 11' kuzey enlemleri arasında kalmaktadır. Bu çerçeve içinde şekil olarak kabaca bir dikdörtgene benzeyen Elazığ ili topraklarının D-B doğrultusundaki uzunluğu yaklaşık 150 km. K-G yönündeki genişliği ise yaklaşık 65 km. civarındadır.

Coğrafi konumu itibariyle, Doğu Anadolu Bölgesini batıya bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmaktadır. İli, doğudan Bingöl, kuzeyden Keban Baraj Gölü aracılığıyla

KRONOLOJİ

Harput'un Türklerin Eline Geçişi

Büyük Selçuklu hakimiyetinin Anadolu'ya kayması ile Harput'un Türk yurdu olmasında en önemli savaşın Malazgirt Meydan Muharebesi olduğuna şüphe yoktur Nitekim Harput ve çevresi 26 Ağustos 1071 Malazgirt muharebesinden sonra Türklerin eline geçmiş olup yörede Büyük Selçuklu Devletine bfağlı olarak Çubuk beyin idaresinde, Çubukoğulları Beyliği kurulmuştur (1085). Harput'un Türkler tarafından alınmasına kadar sadece müstahkem bir kale hüviyetinde kalan bu yer Türklerle beraber büyüyen bir şehir haline gelmiştir.

Çubukoğulları Beyliğinin ömrü uzun sürmemiş 1110 yılında Artuklu Belek B. Behram Harput ve yöresini ele geçirerek Artukoğulları dönemini başlatmıştır. Belek Gazi, Haçlı seferlerine karşı büyük mücadeleler vermiştir. Belek Gazinin 1124 yılında ölümünden sonra Harput, Hısnıkeyfa Artuklu hükümdarı Davud'un eline geçmiştir. Bir müddet sonra Davud'un kardeşi İmadeddin Ebu Bekir tarafından Harput'ta Harput Artukluları diye bilinen bağımsız bir beylik kurulmuştur. Ondan sonra gelen Hızır ve Nureddin Artuk Bey, Eyyubilere tabi olmuşlardır. Artuklu hakimiyeti 1234 yılına kadar sürmüştür. Artuklu hükümdarlarından, Fahreddin Karaaslan'ın Harput tarihinde unutulmaz yeri ve eserleri vardır. Nitekim Fahreddin Karaaslan 1148-1174 yılları arasında Harput'ta hüküm sürmüş ve burada bulunan ulu camiyi yaptırmıştır.

Geçici bir süre Harizm sultanı tarafından zaptedilen Harput, 1230 yılında Moğolların eline geçmiştir. 1234 yılında Artuk hanedanına, Alaaddin Keykubad I. tarafından son verilmiş, 1234 yılından itibaren Türkiye Selçuklu Devleti'nin hakimiyeti altına girmiştir. Türkiye Selçukluları devrinde Harput, bir subaşı tarafından idare edilmiş, bu devirde "Arap Baba" Türbe ve Mescidi hariç önemli bir eser günümüze kadar gelmemiştir. Kösedağ savaşından bir süre sonra da İlhanlılar tarafından zaptedilmiştir.

14.yüzyıl ortalarında bir süre Harput, Eratnalılar ile Dulkadiroğluları arasında mücadele konusu olmuştur. 1366 yılında Dulkadirli Halil Bey tarafından şehir ele geçirilmiştir. Dulkadirli, Kadı Burhaneddin, Karakoyunlu ve Akkoyunlu Devletleri arasında sık sık el değiştirdikten sonra şehir, 1465 yılında Akkoyunlu Uzun Hasan tarafından zaptedilmiş ve kırk yıl kadar Akkoyunlular'ın idaresinde kalmıştır. Bu dönemden günümüze kadar gelen en önemli eser olarak Sare (Saray) Hatun camiidir.

1507 yılında Safevilerin eline geçen Harput, 1515 yılında Çaldıran zaferinden sonra Osmanlı hakimiyetine girdi (1516). Arkasından şehir, aynı adla kurularak Diyarbekir eyaletine bağlanan sancak merkezi ve sancağın ilk tahriri 1518 Eylülünde tamamlandı. Bu tahrire göre Harput on üç mahalleden meydana geliyordu ve bunların dokuzunda Müslüman, dördünde gayri Müslim halk oturuyordu. 1523'te Müslümanların mahalle sayısı on dörde çıkarken gayri Müslimlerin değişmedi.1566'da biri hariç 1523'teki mahalleler aynı kaldı. Şehrin girişinden başlayarak kalenin önüne kadar inen caddenin iki yanında yer alan Müslüman mahallelerinden en kalabalık olanları 1523-1566 tahrirlerine göre Molla Seyyd Ahmed, Cami-i Kebir, Arslaniye Mescidi ve Müderris Mescidi idi. Nispeten yoğun bir yerleşmenin görüldüğü gayri Müslim mahallelerinin en kalabalıkları ise şehrin Elazığ'a bakan batı tarafındaki Gürcü Bey ile doğu yamaçlarındaki Norsis mahalleleriydi. Şehrin 1518'de, 6.000 olan nüfusu giderek artmış ve bu rakam 1523'te 8.300'ü, 1566'da 13.400'ü geçmişti. 1516-1566 yıllarında toplam nüfusun %54-62'sini Müslümanlar, %38-46'sını gayri Müslimler teşkil etmekteydi. Harput'un nüfusu 17. Yüzyıla kadar sürekli arttığı görüldü. Bu asırda Celali isyanları sırasında tahribata uğraması, mesela 1605'te Tavil Mehmed'in kendisini burada kuşatan Karakaş Ahmed Paşanın kuvvetlerine karşı koruyabilmek için bir kısım evleri yıktırıp taş ve kerestelerini harap haldeki surların tamirinde kullanması ve ağırlaşan vergiler gibi sebepler yüzünden nüfus, azalmaya başladı. 17.yüzyılın başlarında buraya uğrayan Polonyalı Simeon şehirde sadece 100 hane kadar Ermeni olduğunu kaydeder. Yine bu yüzyılın ortalarına ait bir avarız tahrir defterine göre şehirde nüfusun 4-5000 dolayına düştüğü anlaşılmaktadır. Evliya Çelebi ise hisar içinde 1000 kadar toprak örtülü ev ile eski bir caminin bulunduğunu ve dış surların harap durumda olduğunu belirtmektedir. XIX. Yüzyılda şehrin önemi biraz daha arttı ve nüfusu fazlalaştı; burayı ziyaret eden batılı seyyahlar yüzyılın ikinci yarısında nüfusun 25.000'i aştığını belirtirler. V. Cuinet, XIX. Yüzyılın sonlarına doğru Harput'ta 12.600 Müslüman, 4850 Gregoryen, 1845 Protestan, 252 Katolik ve 453 Ortodoks'un yaşadığını: Şemseddin Sami ise 2670 ev, 843 dükkan, on cami, on medrese, sekiz kütüphane, sekiz kilise, on iki han ve doksan hamamın olduğunu kaydeder.

Osmanlı hakimiyeti döneminde Harput, Basra ve Bağdat'tan Diyarbekir'e gelip Malatya ve Sivas istikametinde devam eden ticaret yolunun üzerinde bulunuyordu. Bu yol aynı zamanda askeri amaçlarla da kullanılıyor, ayrıca bir yol da Bingöl ve Muş üzerinden Van'a ulaşıyordu. Bu kervan yolları Harput için önemli gelir kaynağı durumundaydı. 16. ve 17. Yüzyıllarda gelip geçen ticaret mallarından alınan vergiler mühim bir meblağ teşkil ediyordu. Harput aynı zamanda çevresinin sanayi merkezi durumunda idi. Dericilik, demircilik ve bakırcılık çok gelişmişti. Sadece çeşitli kumaşların renklendirilip desen verildiği boyahanenin geliri 1518'de 44.000, 1523'te 62.000, 1566'da 122.000 akçe idi. 17.yüzyıl ortalarında Evliya Çelebi Harput'ta 600'den fazla dükkan bulunduğunu kaydetmektedir.

Yerleşmeye elverişli olmayışı, tabiat şartlarının zorluğu, iaşe teminindeki güçlük Harput'un daha fazla gelişmesini önlemiştir. 1834'de doğu eyaletlerini ıslah etmek üzere görevlendirilen Reşid Mehmed Paşa Ovada yer alan Agavat Mezrası'nı merkez haline getirince, daha sonra teşkil edilen Mamuretülaziz (Elazığ) vilayetinin merkezi, Harput'tan buraya taşınmış aynı yıl hastane, kışla ve cephane binaları yapılmış vilayet merkezi, Harput'tan buraya nakledilmiştir. Bu nakilde, Harput'un stratejik açıdan önemini kaybetmesi önemli rol oynamıştır.

19.yüzyılın ikinci yarısında ve 20.yüzyılın başlarında Ermeniler arasında Protestanlığı yaymaya çalışan Amerikan Misyonerleri buraya yerleşmişler ve 1876'da bir de kolej açmışlardır. I. Dünya Savaşı sırasında şehrin ermeni nüfusu başka yerlere nakledilirken Müslümanların bir çoğu aşağıdaki Mamuretulaziz'e göçmüş, böylece Harput bir harabe şehir haline dönüşmüştür.

Sultan Abdulaziz'in tahta çıkışının 5.yılında Hacı Ahmed İzzet Paşa devrinde buraya tayin edilen, Vali İsmail Paşanın teklifi ile 1867 yılında "Mamurat al-aziz" adı verilmiştir. Fakat telaffuzu güç olduğundan halk arasında kısaca "Elaziz" olarak söylene gelmiştir.

Kaynak: Elazığ Valiliği